Türkiyenin paylasım platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türkiyenin paylasım platformu

Şuan sınırlı şekilde forumumuzdan yararlanabiliyorsunuz..Sınırsız erişim için Lütfen KAYIT olunuz..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Fantastik ve Soyut Kavramlar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BODYGUARD
|----- PATRON-----|
|----- PATRON-----|
BODYGUARD


Mesaj Sayısı : 956
Kayıt tarihi : 11/12/09
Yaş : 39
Nerden : Gönüllerden xD

Fantastik ve Soyut Kavramlar Empty
MesajKonu: Fantastik ve Soyut Kavramlar   Fantastik ve Soyut Kavramlar Icon_minitimeC.tesi 6 Şub. - 12:55:05

FANTASTİK Gerçek dışı ve düşsel nitelikteki olgu ve oluşumları niteleyen sözcük. FANTAZİ Büyük ölçüde bireysel istek ve kaprislere göre biçimlenmiş, amacı somut bir işlevi yanıtlamak olmayan, özellikle genel-geçer eğilimlere uymayı yadsıyan her tür sanatsal ürün, tutum ve davranış. Soyutlaştırma Yüzey ya da hacim sanatlarında gerçek varlıklara gönderme yapan betilerin tanınamayacak derecede yalınlaştırılması. Üsluplaştırma işlemine benzer gibi gözükse de, ondan tümüyle farklıdır. Üsluplaştırma betiyi gerçek bir varlık olarak tanınabilirlikten uzaklaştırmaz. Ayrıca Soyutlaştırma tümüyle bireysel bir etkinlik olduğu halde, üsluplaştırmada genel toplumsal biçim kalıplarına uymak söz konusudur. Soyut Resim Soyut Ekspresyonizmin 1950lerin sonuyla 1960lar arasında gelişen bir dalı. Büyük oranda A.B.D.ye özgüdür. Geniş, homojen boyanmış ve birbirinden yalıtılmış renk lekeleri oluşturmaya dayanan bir resim anlayışı getirmiştir. Gölge-Işık ve Devingenlik etkisini yadsıyışıyla soyut sanatın en uç noktası sayılabilir. Sanatta İlk Soyutlaşmanın Başlama Nedenleri Buzul Çağının sonuna kadar insanların yiyeceklerini hazır olarak doğadan aldıklarını gördük. Yani insan yiyeceğini doğadan gasp suretiyle temin ediyordu. Fakat bu çağda insan avcıdır ve yabani meyveleri toplayarak geçinir. Taştan balta, ağaçtan yay ve mızrak, kafataslarından kap-kacak yapmaktadır. Avı için büyü yapar, tuzaklar kurar. Avını kayalara resmeder, resimde onu öldürür. Böylece avını yakalayacağına inanır. Buzul Çağında insan düşüncesi hayvanla ilgilidir. Kendini problem olarak ele almamıştır. Ortataş Çağında ise insanın kendini gözlemlediği görülüyor. Buzul Çağında insan resimleri canavarımsı değildir. İnsanın içini ürperten bir anlatım yoktur. Henüz neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilmemektedir. Günah fikri henüz doğmamıştır. O aynen Eskimolar, Buşmanlar gibi neşeli, sağlıklı bir vahşidir. Kendisinin yaptığı işler canavarcadır. Fakat onda canavar düşüncesi yoktur. Bu devrin insanı, bol su, ağaç, av, meyve ve zengin bir doğa içindedir. Ölülerini, ölüye ilişkin eşyalarla birlikte ve yaşayan bir insanın neye ihtiyacı varsa onlarla beraber gömüyor. Bu tasavvuru ilerde, büyük uygarlıkların başladığı Mısır ve Mezopotamyada da göreceğiz. Ayrıca Buzul Çağı insanları, ölünün doğal rengini yok etmek için onları kırmızı toprak boyalarla boyuyorlardı. Görüyoruz ki, Buzul Çağı insanında öldükten sonra yaşanıldığı inancı vardır. Fakat bu dünya ve öteki dünya gibi bir tasavvurları yoktur. Bütün bu hususları bize Buzul Çağı sanatı açıklamaktadır. Bu çağın resimlerinde bir şey üzerinde kafa yormak olmadığı gibi, düşünülmüş, soyut anlamda ulvi bir tasarım da yoktur. Bu resimler, tamamen hali gösterirler ve içinde yaşanılan somut dünyanın birer aynasıdırlar. Demek ki, Buzul Çağı insanının dünyası, soyut olmayan bir bütünle ilgilidir. Bu devrin sonundaysa, insan tamamen bir başka ortamdadır. İnsan artık bizzat kendini gözlemlemektedir. Resimlerdeki hayvanın yerini insan almıştır. Hayvan resimleri tamamen kaybolmamakla birlikte azalmıştır. Bu olayı Ortataş Çağında görüyoruz. Henüz tarım, hayvanları evcilleştirme ve çanak-çömlek gibi tasarımlara ait buluşlar yoktur. Fakat bütün bu buluşların hazırlıkları görülmektedir. Bunların hazırlanma devri olan Ortataş Çağı İ.Ö. 10.000 - 4.000 arasıdır. Verilen bu tarihler Güney Avrupa içindir. Kuzey Avrupada ise İ.Ö. 10.000 - 2.000 arasıdır. Tarımın ilk kez Mezopotamya ve Mısırda görüldüğü gerek kazılardan, gerekse din kitaplarından bilinmektedir. Tarımla, insanoğlu tüketicilikten üreticiliğe geçiyor. Yani kendi ihtiyacını artık bizzat yaratan varlık durumuna geçiyor. Bu olay, insanlığın oluşunda büyük bir değişmeyi göstermektedir. Tarımla beraber toprağa yerleşme başlıyor. Tarım yapılan yerlerde köyler kuruluyor. Kalabalık bir insan topluluğunun çalışması, toprağın ürün vermesi fikri, bereketin sırrı, ölüm ve doğum üzerinde düşünme, tohumun verimliliği, hava, güneş, yağmur gibi etmenler üzerinde endişeler ortaya çıkıyor. Mevsimlerin izlenmesi, bunların değerlendirilmesi, çiftçiliğe ait aletlerin yapımı, hayvan kuvvetinden yararlanma gibi düşünceler gerçekleşiyor. Bitkileri gözlemlerken, yağmur ve özellikle rüzgar gibi görünmeyen kuvvetlere hükmeden bir Tanrı fikri doğuyor. Tanrının insanlara hakim olduğu, onun yiyeceğini verdiği, bereket düşüncesi ortaya çıkıyor. Böylece insan düşüncesi bereket, can ve kâinat tasavvuruna varıyor.
__________________
şeytan kanatlarına kendi
pis kanını akıtmış
benide esir etmiş gözlerine
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Fantastik ve Soyut Kavramlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türkiyenin paylasım platformu :: Eğitim Dünyası :: Felsefe / Psikoloji / Sosyoloji-
Buraya geçin: